Uzun zamandır görüşemediğim çok sevdiğim arkadaşımla meyhaneye gidelim dedik. Ben uzun zamandır meyhaneye gitmediğim için yer konusunu ona bıraktım. Bildiğin güzel bir yer varsa gidelim dedim.
Sahil restoranda akşam buluştuk, alt kat ahşap kapılı, dip dibe olmayan masalarla donatılmış, tam bir eski kafa, huzurlu, rahat meyhane tarzı. yanlış saymadıysam üç kat var ve hepsi aynı standartta. Havanın güzel olmasının da etkisiyle terasa çıktık biz.
Yukarı çıkmadan önce aşağıda balıklara ve mezelere baktık, benim çok sevdiğim "peynirli kırmızı biber dolması" olmasa da diğer favorim olan kaya koruğu mezelerin arasında vardı. Bir de "sirkede hamsi" istedim, geri kalanı arkadaşıma bıraktım, o seçti.
Teras kısmı havadar, sigara da içiliyor, fasıl olayı yok (sevmem de), alttan alttan güzel müzik geliyor.
Koruk, hamsi, acılı peynir, barbunya, soğan dolması, biber ezmesi ve şu an hatırlayamadığım bir iki tane meze daha. Hiç abartmadan çok rahat söyleyebilirim ki tüm mezeler çok iyiydi. Hepsi tam kıvamında. Çok beğendim, meze konusunda hassas birisiyimdir, açıkçası bu kadar iyi beklemiyordum. Meze konusunda tek olumsuz şey belki de koruğun yanında biber vs olmasıydı.
Daha sonra ahtapot ve karides söyledik. bunlar da iyiydi ama ahtapotta kullandıkları soya sosuna gerek yok bence, çok az zeytinyağı yeterli ahtapotun yanında. Ahtapot sade haliyle kendi başına zaten müthiş bir şey. Sos sevmiyorsanız ahtapot söylemeden önce sossuz olmasını belirtmenizde fayda var. Yoksa standart olarak soslu getiriyorlar. Hafif kızarmış ekmek de güzeldi. Ne fazla kızartıp kurutmuşlar, ne de az kızartıp düz ekmek gibiydi, tam olması gereken gibi orta derecede kızarmıştı.
Ha bir de peynirli börek geldi, güzel pişirilmişti, içindeki peynir çok kokmuyor, fazla tuzlu da değildi. Çok ahım şahım değil ama güzel bir börekti.
Açıkçası mezelerle, ara sıcaklarla doyduk, balık fazla geleceği için bu seferlik balık faslını pas geçtik. Ama onun da bir dahaki sefere hakkından geleceğiz.
Son olarak tatlı ve meyve söyledik. Kaymaklı ekmek kadayıfını severim ama şerbeti az ve hafif olacak. Arkadaşıma "ekmek kadayıfı ağırsa ben söylemem, başka bir şey söylerim" dedim, o da "hiç merak etme, çok hafif, rahatsız etmez" dedi. Gerçekten dediği gibiydi, ben ki şerbetli tatlılardan haz etmem çok fazla, ikinci ekmek kadayıfını söylesem mi diye düşünmedim değil.
Sahibi, garsonlar, tüm çalışanlar kibar ve ilgili. Ne yapmacık ilgi var, ne de az ilgi, tam kararında. Boş konuşma yok, tam olması gerektiği gibi.
Sonuç olarak hem mekan, ortam olarak hem de yemekler olarak çok beğendiğim bir yer oldu. Gönül rahatlığıyla herkese tavsiye ederim.
Soru; "Neden hiç fotoğraf yok?"
Cevap; Telefonumun şarjı bitti ve foto makinem yanımda değildi :( Ama söz bir dahakine kesin fotoğraf çekeceğim.
Not: Bilgi amacıyla fiyatlar; Bir küçük rakı (beylerbeyi), 2 duble bardak rakı, 8-9 meze, 3 ara sıcak, meyve, tatlı, 2 kişi = 250 TL.
Sahil restoranda akşam buluştuk, alt kat ahşap kapılı, dip dibe olmayan masalarla donatılmış, tam bir eski kafa, huzurlu, rahat meyhane tarzı. yanlış saymadıysam üç kat var ve hepsi aynı standartta. Havanın güzel olmasının da etkisiyle terasa çıktık biz.
Yukarı çıkmadan önce aşağıda balıklara ve mezelere baktık, benim çok sevdiğim "peynirli kırmızı biber dolması" olmasa da diğer favorim olan kaya koruğu mezelerin arasında vardı. Bir de "sirkede hamsi" istedim, geri kalanı arkadaşıma bıraktım, o seçti.
Teras kısmı havadar, sigara da içiliyor, fasıl olayı yok (sevmem de), alttan alttan güzel müzik geliyor.
Koruk, hamsi, acılı peynir, barbunya, soğan dolması, biber ezmesi ve şu an hatırlayamadığım bir iki tane meze daha. Hiç abartmadan çok rahat söyleyebilirim ki tüm mezeler çok iyiydi. Hepsi tam kıvamında. Çok beğendim, meze konusunda hassas birisiyimdir, açıkçası bu kadar iyi beklemiyordum. Meze konusunda tek olumsuz şey belki de koruğun yanında biber vs olmasıydı.
Daha sonra ahtapot ve karides söyledik. bunlar da iyiydi ama ahtapotta kullandıkları soya sosuna gerek yok bence, çok az zeytinyağı yeterli ahtapotun yanında. Ahtapot sade haliyle kendi başına zaten müthiş bir şey. Sos sevmiyorsanız ahtapot söylemeden önce sossuz olmasını belirtmenizde fayda var. Yoksa standart olarak soslu getiriyorlar. Hafif kızarmış ekmek de güzeldi. Ne fazla kızartıp kurutmuşlar, ne de az kızartıp düz ekmek gibiydi, tam olması gereken gibi orta derecede kızarmıştı.
Ha bir de peynirli börek geldi, güzel pişirilmişti, içindeki peynir çok kokmuyor, fazla tuzlu da değildi. Çok ahım şahım değil ama güzel bir börekti.
Açıkçası mezelerle, ara sıcaklarla doyduk, balık fazla geleceği için bu seferlik balık faslını pas geçtik. Ama onun da bir dahaki sefere hakkından geleceğiz.
Son olarak tatlı ve meyve söyledik. Kaymaklı ekmek kadayıfını severim ama şerbeti az ve hafif olacak. Arkadaşıma "ekmek kadayıfı ağırsa ben söylemem, başka bir şey söylerim" dedim, o da "hiç merak etme, çok hafif, rahatsız etmez" dedi. Gerçekten dediği gibiydi, ben ki şerbetli tatlılardan haz etmem çok fazla, ikinci ekmek kadayıfını söylesem mi diye düşünmedim değil.
Sahibi, garsonlar, tüm çalışanlar kibar ve ilgili. Ne yapmacık ilgi var, ne de az ilgi, tam kararında. Boş konuşma yok, tam olması gerektiği gibi.
Sonuç olarak hem mekan, ortam olarak hem de yemekler olarak çok beğendiğim bir yer oldu. Gönül rahatlığıyla herkese tavsiye ederim.
Soru; "Neden hiç fotoğraf yok?"
Cevap; Telefonumun şarjı bitti ve foto makinem yanımda değildi :( Ama söz bir dahakine kesin fotoğraf çekeceğim.
Not: Bilgi amacıyla fiyatlar; Bir küçük rakı (beylerbeyi), 2 duble bardak rakı, 8-9 meze, 3 ara sıcak, meyve, tatlı, 2 kişi = 250 TL.
Yorumlar
Yorum Gönder