Yazmak güzel bir uğraş ama ben yazı yazarken çok özenerek yazmaya çalışıyorum. Bir çok şeyi araştırıyorum, anlatım tarzıma, gramere, doğru bilgiyi aktarmaya dikkat ediyorum, elimden geldiğince en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu sefer de çok vakit harcamam gerekiyor. Bu yüzden daha az yazı daha çok fotoğraf sistemine geçiyorum artık. Edirne'ye yaptığım geziyi anlatırken de bu yöntemi kullanacağım :)
İstanbuldaki yağmurlu havadan kaçtık ve Edirne'ye doğru arkadaşımla yola çıktı. Selimiye camii, ulu (eski) camii, tunca köprüsü, ciğerci niyazi usta, kapalı çarşı ve satır et gezi hedeflerimiz arasındaydı.
Selimiye Camisinin muhteşem kubbesi. Diğer kubbeler gibi altında yer alan ufak kubbelerden destek almıyor, sadece yanlardaki payandalardan destek alınarak yapılmış. Mimar Sinan'ın cami için ustalık eserim demesinin sebeplerinden birisi bu kubbe.
Edirne'den ayrıldıktan sonra akşam üzeri Keşan'a gittik ve Özen restoran'da satır et yedik. O kadar acıkmıştım ki, yemeğe saldırdım ve fotoğraf çekmeyi unuttum. Restoranın kendi sayfasından aldığım fotoyu paylaşıyorum. Satırla kıyma haline getirilen parça et, fotoğrafta gördüğünüz şekilde pişiriliyor. Fotoğraftaki et 6 porsiyonluk. Porsiyonu 13 TL, iki kişi, toplamda 3 porsiyon satır et ve salatayla çok aç olmamıza rağmen rahatça doyduk. İkram olarak gelen turşu efsane. 5 litrelik bidonlarda satmasalardı alıp eve götürecektim.
Günübirlik Edirne gezimiz keyifli geçti. Güzel yerler gördük, iyi yemekler yedik. İstanbuldan gidiyorsanız günübirlik bir gezi için ideal bir şehir. İkinci güne İğneada veya Çanakkaleyi ekleyerek tüm haftasonunu güzelce geçirebilirsiniz.
Not: Edirne'ye gitmişken, keçecizade'den kavala kurabiyesi almayı unutmayın, enfes yapıyorlar.
İstanbuldaki yağmurlu havadan kaçtık ve Edirne'ye doğru arkadaşımla yola çıktı. Selimiye camii, ulu (eski) camii, tunca köprüsü, ciğerci niyazi usta, kapalı çarşı ve satır et gezi hedeflerimiz arasındaydı.
Selimiye Camisinin muhteşem kubbesi. Diğer kubbeler gibi altında yer alan ufak kubbelerden destek almıyor, sadece yanlardaki payandalardan destek alınarak yapılmış. Mimar Sinan'ın cami için ustalık eserim demesinin sebeplerinden birisi bu kubbe.
Caminin içinden, ortadaki mihfalin solundaki sütunda ters lale işareti bulunmakta. Rivayete göre caminin üzerine yapıldığı arazinin bir kısmı lale bahçesiymiş ve sahibi aksi birisiymiş. Bu yüzden lale şekli konulmuş sütunun üstüne ama bahçenin aksi sahibini temsilen lale ters işlenmiş mermere.
![]() |
Minber |
Camiiyle ilgili bazı notlar;
-mihfalin altındaki 12 sütun, o döneme kadar yaşamış 12 padişahı,
-pencerelerin 5 kademeli oluşu, islamın 5 şartını,
-toplamda külliyede 32 kapı olması islamın 32 farzını,
-kubbenin tek ve devasa olması, Allah'ın tekliği ve büyüklüğünü temsil ediyor.
Daha bir çok söylenti ve benzetme var ama diğerleri çok zorlama olduğu için bunları yazmayı uygun gördüm.
Selimiye'den Ulu (eski) camii'ye geçtik. Küçük ama etkileyici bir camii, sebebi aşağıdaki fotoğraflarda.
![]() |
Kabeden getirilen taş,mihrabın sağ tarafında. |
Ulu Camii'den sonra acıktık ve Ciğerci Niyazi Usta'ya gittik. Aydın tava ciğerden daha lezzetli ve ciğeri yerken o tıkanma hissini yaşamıyorsunuz. Benim Edirnedeki favori ciğercim. Cacık istemeyi unutmayın ;)
2. Bayezid Şifahanesi. Zamanının hastanesi yani. 30'a yakın oda var ve her odada farklı bir hastalığın tedavisi yapılıyor. Erkek göğüs küçültme operasyonundan, diş çekimine, idrar yolu açmaktan, nodül ameliyatına kadar değişik tipte hastalığın tedavisi yapılmış vaktinde. Kullanılan aletler, bitkiler ve yöntemler şekil ve maketlerle sergilenmiş. Kesinlikle tavsiye ederim, az bilinen ama görülmeye değer bir yer.
![]() |
Akıl hastaları için müzikle tedavi. |
![]() |
Ağır akıl hastası (böyle yazıyor kapısında) |
Tunca nehri üzerindeki köprü.
Edirne'den ayrıldıktan sonra akşam üzeri Keşan'a gittik ve Özen restoran'da satır et yedik. O kadar acıkmıştım ki, yemeğe saldırdım ve fotoğraf çekmeyi unuttum. Restoranın kendi sayfasından aldığım fotoyu paylaşıyorum. Satırla kıyma haline getirilen parça et, fotoğrafta gördüğünüz şekilde pişiriliyor. Fotoğraftaki et 6 porsiyonluk. Porsiyonu 13 TL, iki kişi, toplamda 3 porsiyon satır et ve salatayla çok aç olmamıza rağmen rahatça doyduk. İkram olarak gelen turşu efsane. 5 litrelik bidonlarda satmasalardı alıp eve götürecektim.
Günübirlik Edirne gezimiz keyifli geçti. Güzel yerler gördük, iyi yemekler yedik. İstanbuldan gidiyorsanız günübirlik bir gezi için ideal bir şehir. İkinci güne İğneada veya Çanakkaleyi ekleyerek tüm haftasonunu güzelce geçirebilirsiniz.
Not: Edirne'ye gitmişken, keçecizade'den kavala kurabiyesi almayı unutmayın, enfes yapıyorlar.
Yorumlar
Yorum Gönder